25 Temmuz 2018 Çarşamba

Lotus Çiçeğinin Anlamı

Bir süredir yoga ile ilgileniyorsanız, mutlaka karşınıza lotus çiçeği bir sembol olarak çıkmış olmalı. Erlangen’deki botanik parkında yürüyüş yaparken lotus çiçeği karşıma bu güzel renkleriyle çıkınca, ben de bu sembolden ve lotus çiçeğinin anlamından bahsetmenin tam zamanı diye düşündüm.

Lotus çiçeği, Hinduizm, Budizm, Çin ve Mısır kültürlerinde kutsal kabul edilir. Yeniden doğuş ve saflığın simgesi olan bu çiçek,  tüm güzelliğiyle çamurlu suların içinden yükselir. Onu çevreleyen ortama rağmen ışıltısını kaybetmeden muhteşem renkleriyle kendini güneşe açan lotus çiçeği, tam da bu nedenle manevi aydınlanma yolundaki insan bilincinin bir sembolü olarak düşünülür.

Çamurlu sudaki temellerinden yükselerek güneşe ulaşan; saflığın, ve güzelliğin simgesi olan lotus çiçeği, zor zamanlarda ne yapmalı diyenler için bir yol gösterici olabilir. Belki lotusun var oluş biçimi, yaşadığımız dünyanın ve bizi çevreleyen koşulların karanlığına rağmen, erdemlerimizden vazgeçmeden, bilincimizi yükselterek yaşama olasılığını hatırlatır. 

Lütfen kendinizi, koşullarınızı ve gün içinde karşılaştığınız zorlukları bu perspektifle değerlendirmeyi deneyin bugün. Lotus çiçekleri yolunuzu aydınlatsın...


ORHANLI KÖYÜ VADİMANASIR'DA DOĞA VE YOGA KAMPI | 14-16 EYLÜL


Doğada yoga ile birlikte yaşamaya ve dönüşmeye bir davet...
Eylül, yeni başlangıçların ayı olarak bilinir. Ağaçlar sonbaharda yapraklarını döküyor olsa da aslında onların yeniden doğuma hazırlığı tam da o aşamada başlar. Bu dingin hazırlık döneminde biz de sizi kendinize çekilip doğanın kucağında yenilenmeye davet ediyoruz. Uzun bir hafta sonuna yayılan zaman dilimi içinde, güne erken başlayarak doğanın tüm döngülerini anbean hissedebileceğiniz bir program hazırladık. Manasır vadisinde doğanın döngüsünü yoga pratiğine taşıyarak sizleri köklerinizi hissetmeye çağırıyoruz. Kök çakraya odaklanacağımız bu ilk kampımızda, yenilikleri karşılamaya hazır, açık bir kalple güçlenmeye, kendimizi doğa ile anlamaya çalışacağız. 2 gece 3 gün olarak düzenlenen yoga ve doğa sesleriyle dolu yoga tatilimizin detayları şu şekildedir:

KİMLER KATILABİLİR: Vadimanasır'da gerçekleşecek olan kampımız her seviyeden katılımcıya açıktır. Şimdiye dek hiç yoga ve meditasyon yapmamış olsanız da, deneyimli bir yogi olsanız da yoga kampı 2018 programımızda bizimle olabilirsiniz.

YER: Yoga kampımız, İzmir Seferihisar’ın Orhanlı Köyü’ndeki Vadimanasır'da gerçekleşecek ve tüm katılımcılar çadırda kalarak ortak banyo ve tuvaleti kullanacaklar. Dersler ise çadırlar için kamp alanı olan arazide yer alan evin verandasında yapılacak.

TARİH: 14-16 Eylül 2018 (14 Eylül Cuma günü toplanarak çadırlarımızı kurmaya ve yerleşmeye başlayacağız. Pazar günü öğle saatlerinde kampımız sona erecek.)

YEMEK: Sabah kahvaltısı ve köyde hazırlanacak lezzetli ve sağlıklı akşam yemeklerine ek olarak bir kısmımız denize gitmeyi tercih edeceği için öğle saatlerinde alanda kalanlara hafif atıştırmalıklar sunulacak. Çevrede alışveriş yapacak bir yer olmadığı için siz de tedbiren yanınızda kuruyemiş gibi sağlıklı atıştırmalıklar getirebilirsiniz.  

MALZEMELER: Tüm katılımcıların kendi çadır, mat, uyku tulumlarını getirmelerini bekliyoruz. Daha rahat bir uyku için şişme yastık getirmenizi ve ayrıca matara, fener ya da kafa lambası ve sivrisinek ilacı bulundurmanızı öneririz. Arazi eğimli olduğu için zemin tutuşu sağlam tabanlı ayakkabı ve sandaletleri tercih edin. Orada herkes için mat ve yoga bloklarımız olacak ancak dileyen kendi matını ve battaniyesini de getirebilir.

SERBEST SAATLER: Boş zamanlarınızda doğada yürüyüşe çıkabilir, denize gidebilir, kadim zeytin ağaçlarının gölgesinde yazabilir, çizebilir, okuyabilir ve her şeyden önemlisi dağlarla, ağaçlarla, toprakla, kuşlarla bir arada olup akışa teslim olmayı deneyimleyebilirsiniz. Doğada insandan bağımsız çok fazla döngü süregidiyor ve o vadide kalıp yoganın armağanı duru bir zihinle onu izlemenin bile meditasyon yapmak olduğunu düşünüyoruz.

DİĞER OLANAKLAR: İsteyenler serbest saatlerde reiki ya da farklı şifa seansları alabilir ya da ahşap atölyesine katılabilir. Deniz ise 20 km mesafededir ve araçla ulaşım sağlanabilmektedir. Kendi aracınız yoksa, talebe göre masrafları paylaşılan bir araç ayarlayabiliriz.

DOĞAL YAŞAM
: Duş ve günlük kullanım için lütfen doğaya zarar vermeyen ve kimyasal olmayan sabun ve şampuanları tercih edin. 


ETKİNLİĞİN FACEBOOK SAYFASI'na buradan ulaşabilirsiniz. 

Yoga tatili Türkiye ile alanımızı bu defa yıldızların altına taşıyoruz. Vadimanasır'da çadırlarda konaklıyoruz ve sınırlı sayıda yerimiz var. Detaylar için lütfen bizimle iletişime geçin: dilekkepezyoga@gmail.com, 0530 385 8780

PROGRAM
------------
14 Eylül 2018, CUMA
13:00 – 15:00 Vadimanasır'a Varış 
17:00 Tanışma
17:30 – 19:30 Dengeleyici yoga dersi ve derin gevşeme
19:30 Akşam yemeği

15 Eylül, CUMARTESİ
06:30 – 7:00 Meditasyon
07:30 – 9:00 Hatha Yoga
09:30 – 11:00 Kahvaltı
11:00 – 17:30 Serbest zaman 
18:00 – 19:30 Restoratif Yoga 
20:00 Akşam Yemeği

16 Eylül, PAZAR
06:30 – 7:00 Sessiz Yürüme Meditasyonu
07:30 – 9:00 Vinyasa Yoga 
09:30 – 11:00 Kahvaltı
11:30 – Veda Çemberi
-------------

DİLEK KEPEZ
Dilek, uzun yıllar bilişim sektöründe kurumsal firmalarda satış pozisyonunda çalıştı. Yoga ile kendi hayat yolunda dönüm noktası olarak tanımladığı bir dönemde tanıştı ve düzenli yoga pratiklerine devam etti. 2007-2012 yıllarında Manuel Reina ve Işıl Reina ile çalıştığı Flamenko dansı, beden farkındalığı anlamında Dilek için yogaya uzanan yolun başlangıcıydı. 2012 yılında düzenli yoga pratiklerine başladı, yoga'nın dönüştürücü gücünün hayatının her alanına yansımasını deneyimleyen Dilek Kepez, 2015 yılında kurumsal hayattan ayrılarak Alexis Gulliver ve Övül Büyükberber ile Yoga Alliance Onaylı 200 Saatlik Yoga'da Uzmanlaşma Programını tamamladı. 2016 yılında bir süre Hindistan'da kaldı, bu süre içerisinde Emil E. Wender ile yoga felsefesi, mantra, mudra ve meditasyon tekniklerine yoğunlaştı ve farklı disiplinlerde konusunun uzmanları ile çalışma fırsatı buldu. 2016 yılında Uma F. Unat ile YogaŞala bünyesinde mentorluk programı kapsamında nefes ve meditasyon tekniklerine odaklandı, Ürün Kurtiç ve Aydın Teker ile anatomi atölye çalışmalarına katıldı. 2016-2017’de Klaus Metzner ile Shiatsu 1, 2 ve 3. seviye eğitimlerini tamamladı. Halen Hart Lazer ile 150 Saatlik ileri seviye Terapi Odaklı Yoga eğitimine devam ediyor. Axis Syllabus, Alexander Tekniği ve Feldenkrais gibi teknikler ile bedeni farklı açılardan anlamaya çalışıyor ve Çağdaş dans ile beden farkındalığı üzerinde çalışmayı sürdürüyor. Seanslarında, bugüne kadar deneyimlediği farklı disiplinlerin içsel olarak kendisinde yarattığı etkiyi ve gözlemlerini paylaşmaya çalışarak katılımcılara kendi deneyimlerini yaşayacakları alanı yaratmak üzere rehberlik etmeye çalışıyor.

ÖZGÜN TANGLAY
Zihin ve beden ilişkilerine odaklanan disiplinler, Özgün Tanglay için her zaman ilgi odağı oldu. Öğrencilik yıllarında ODTÜ Dans Tiyatrosu Topluluğu üyesiydi. 2005 yılında Ankara'da katıldığı ile derste yogaya aşık oldu ve o günden beri bu tutku hiç azalmadı. Yogaşala’da Ken the Rolfer, Ürün Kurtiç, Sandrine Kamhi ve Alexis Kiresepi gibi uzman eğitmenlerle çalıştı. 2012 yılında Alexis Kiresepi ile Yoga Alliance 200 saatlik Vinyasa Yoga Eğitmenliği eğitimini tamamladı ve bu süreci yoga yolculuğunda bir dönüm noktası olarak tanımlıyor. Chuck Miller, Cyndi Lee, Zeynep Aksoy, David Cornwell, Hamish Hendry ve Hart Lazer’in atölye çalışmalarında yer aldı. Nefes ve hareket birlikteliğine odaklandığı vinyasa dersleri, 2013 yılında tamamladığı Mey Elbi ile İleri Seviye Hocalık Eğitimi sayesinde yeni bir boyut kazandı. Mart 2013’te Dr.Neslihan İskit ve Deniz Yılmaz ile Çocuk yogası ve YogaMini Projesi Eğitmenlik Eğitimi’ne, Eylül 2012’de Swami Jyotirmayah ile Nefes Alma Sanatı Atölyesi’ne, Aralık 2012’de Svagito Liebermeister ile Aile Dizimi Eğitmenliği 1. Seviye Eğitimi’ne katıldı. 2014’te Hart Lazer ile 100 saatlik 'Güvenli Yoga’ Konulu Uzmanlaşma Programı’nı tamamladı. Mart 2015’te tamamladığı Hart Lazer ile 360° Yoga Terapi ile travmaların bedeni nasıl etkilediğini keşfetmeye başladı. 2015’te ANS ve AAA uluslararası kundalini yoga ve meditasyon okulunda 220 Saatlik Temel Sertifika Programı’nı tamamladı. Mart 2016'da Ramanand Patel ve Hart Lazer'ın Kamboçya'da gerçekleştirdiği yoga ve meditasyon inzivasına katıldı. Haziran 2017’de Hindistan'da Sivananda Yoga Vedanta Dhanwanthari Ashram'da kaldı. Mart 2018’de stress ve travma salınımı egzersizlerini öğrenmek için 1. Seviye TRE® eğitime katıldı. Eğitimin 2. Modülünü tamamlayarak uluslararası TRE® sertifikasını almak üzere Sarah Zorica Mitic ile çalışmalarını sürdürüyor.

10 Temmuz 2018 Salı

GECE OKULU, MASALLAR VE DOĞAL YAŞAMA DAİR…


Haziran sonunda Seferihisar’daki Doğa Okulu’na gittim. Oradan döneli yaklaşık bir haftayı geçti ama, orada öğrendiklerim ile hala hayatın içinde süzülerek yaşadığımı söyleyebilirim. Doğa Okulu’na giden bilir, orada öğrenilenleri dile dökmek zor; yine de elimden geldiğince sığdırmaya çalışacağım birkaç paragrafa.


Orhanlı Köyü’nde kurulan Doğa Okulu, yıl içinde çeşitli temalar altında buluşmalar düzenliyor ve su okulu, gece okulu, kuş okulu gibi temalar altında insanları doğayla buluşturuyor. Son katıldığım okul “gece” temalı olduğu için birlikte dolunayın doğuşunu izledik, masallar dinledik, türküler söyledik, açık havada rembetikoyla dans ettik…  Aslında bana sorarsanız, temanın ne olduğu çok da önemli değil, çünkü hangi okula katılırsanız katılın doğanın işleyişini ve insanlığın kadim bilgilerini hatırlıyorsunuz ve bu da insanın iliklerinde bir yerlerde titreme yaşatıyor.
Oraya her gittiğimde hatırladığım gibi, organik gıdalar tüketmek, sürdürülebilir mimari anlayışıyla tasarlanmış evlerde yaşamak, cam şişeden su içmek, doğal yaşadığınız anlamına gelmiyor… Bunlar da tatlı çabalar elbette ama doğanın görünmez kurallarını genel yaşamınıza aktarmadığınız sürece, bunlar oldukça yüzeysel kalıyor. Bir çabadan söz ediyorsak bu çaba, doğal yaşam anlayışını insan ilişkilerine ve her ana yansıtmak için olmalı. Hem de bu söylediğim cümle, orada teorik bir bilgi olarak havada asılı kalmıyor. O köyün sakinlerine dönüşmüş eskiden şehirli olan doğaseverler, bunun mümkün olduğunu kanıtlarcasına bir düzen kurmuş oralarda. Onların kurduğu bu bağ sayesinde, kökleri güvene dayalı, besleyici, bütünleştirici ve dolayısıyla özgürleştici insan ilişkilerinin hayatı ne kadar dönüştürebileceğini görmek, benim için en büyük armağandı ve okulun özetiydi diyebilirim.

Doğa Okulu’nun sayfasına bir göz atmanızı tavsiye ediyorum ve yazımı bitirmeden sizlere ve kendime bir hatırlatma yapmak istiyorum. Düşünceleriniz saf ve olumlu olmadıkça; öfke, kıskançlık gibi olumsuz duygularla beslendikçe ve ötekinden korktukça ne kadar sağlıklı beslenirseniz beslenin vücudunuzun en zararlı kimyasalları salgıladığından emin olabilirsiniz. Lütfen iş hayatındaki meslektaşlarınızdan yoldaki minibüs şoförüne dek hayatınıza giren her bir insana ve tüm canlılara sevgiyle yaklaşın, onu anlamaya çalışın ve şefkatten korkmayın. Eğer bu mümkün değilse, belki de yanlış yerdesinizdir…


İyi habere gelince… Yoga eğitmeni arkadaşım Dilek Kepez ile birlikte o coğrafyada eylül ayında bir yoga inzivası tasarlıyoruz. Yeni başlayanlar için yoga dersleri, meditasyon uygulamaları ve daha pek çok çalışmaya yer vereceğimiz programımız, yoga yapmak isteyen her seviyeden katılımcıya açık olacak. Son derece mütevazi koşullarda, samimi bir kamp kurguluyoruz.  Tarihleri ve tüm detayları çok yakında paylaşacağız. Siz zihnen hazır olun, gerisi gelir diyorum.