1 Aralık 2014 Pazartesi

Değişimin Ustaları


Masis Aram Gözbek, Boğaziçi Caz Korosu
Aysun Sökmen, 8BİN100
Itır Erhart, Adım Adım
Geçtiğimiz Cuma günü “BRAND IS YOU 2014, Değişimin Ustaları” konferansındaydım. Marka ve yoga pek de uyumlu iki kelime gibi görünmüyor diyebilirsiniz. Birincisi şu evrende birbiriyle temas halinde olmayan hiçbir şey yok, her şey bir başka hikayenin parçası ama nedense genellikle her şeyi izole etmek konusunda ustayız. İkincisi öyle konuşmalar dinledim ki, bir yoga seansından çıkmışçasına kalbim açıldı, içim derin bir sevgiyle doldu ve dünyaya ve diğer insanlara değer katmak için yapılabilecek ne çok şey, atılabilecek ne çok adım var diye düşündüm ve bunları paylaşmak boynumun borcu oldu. Ve son olarak da hatırlatmak istedim ki bizler bu gezegeni paylaşıyoruz, yeryüzüne ve diğerlerine karşı sorumluluklarımız var ve bence yoga yapmak bu sorumluluğu bilmektir. Bu nedenle benim için en çarpıcı olan ve neden yoga yaptığımızla çok da ilgili olan birkaç konuşmanın bendeki izlerini paylaşmak isterim.

Şahika Ercümen ile başlayalım. Şahika, çocukken astım hastası olduğunu ve dışarıdaki hayattan ve neredeyse nefesinden uzak geçen yıllardan Dünya Serbest Dalış Rekortmenliği’ne uzanan hikayesini anlattı. “Benim için hayat ilk nefesimi aldığımda değil, ilk nefesimi tuttuğum zaman başladı” derken nefesin değerini anlamaktan ve aldığı her nefesi onurlandırmaktan söz etti. Hatırlanası bir cümle değil mi? 

Sonra, her hafta taze çiğ sütüyle bizleri besleyen Aysun Sökmen samimi bir sunum yaptı. Kırsala göçerek inekleriyle bir çiftlik yaşamını seçen ve böylece her hafta evimize pastorize olmamış, GDO’suz taze çiğ  süt ulaştıran bu harika kadın, 8bin100 projesi (bu projeyi onun izniyle daha sonra blogumda ayrı bir sayfa olarak yayınlayacağım) ile gelecek nesillere nasıl bir dünya bırakmak istediğini anlattı ve toprağın yorgunluğunu, tükenmişliğini ve yeryüzünü dinlemezsek belki de 10 yıl sonraki bir marka konferansında oksijen maskesi tasarımlarını tartışacağımızı hatırlattı. Kırsalda yaşamak isteyenlere ya da en azından bunu denemek isteyenlere bir daveti var...  

Benim en çok etkilendiğim sunumlardan biri de Duygu Kayaman’ın ‘Hayal Ortağım Projesi’ydi. Çocukken görme yetisini kaybeden ve o günden sonra hep kendi gerçeğini kabul ederek ilerleyen bu genç kadın, görme engellilerin, bazı servislere ücretsiz ulaşabilmesini sağladığı hayal ortağım projesi ile dünya çapında bir ödüle layık görülmüş. Egosu küçük, kalbi büyük biri ve zaten konuşmasını da şu şekilde özetleyebileceğim vurucu bir paragrafla bitirdi: Benciller kendi küçük dünyalarında yalnızdır ama birlikte hayal kurabilen insanlar dünyayı değiştirebilir. 

Itır Erhart’ın sunumda Nelson Mandela’dan alıntı yaptığı gibi “Başkaları için bir şeyler yapmazsam, kendime zarar vermiş olurum.”

28 Kasım Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi’nin o enfes kampüsünde, ‘Brand is You 2014 Değişimin Ustaları’ konferansında çok şey öğrendim, bu kısa yazı ile aldığım ışığın bir kısmını paylaşabildiysem ne mutlu!  

1 yorum:

  1. Özgüncüm, çok güzel yerleri yakalamışsın, süper bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil