Sabah yoga yapmak bedenini uyandırır, canlandırır, yere sağlam basarak kalbini diğerlerine açmaya hazır hissetmeni sağlar.
Bir kahve aşığı olarak, 'sabah kahve içmek yerine yoga yapın' diyemem, ama yoga sonrası içilen kahvenin tadıyla ve kokusuyla daha derinden hissedildiğini hiç tereddütsüz söyleyebilirim!
-------------------------------------------------------------
The gift of doing yoga in the morning: You feel awakened, grounded and ready to open yourself to others... As a coffee fan, I can't recommend yoga instead of a cup of coffee, but I assure you that you will enjoy the smell and taste of your morning coffee much more deeply after practising yoga.
28 Mayıs 2014 Çarşamba
27 Mayıs 2014 Salı
geriye eğilirken..
Tüm geriye eğilmelerde asıl amacımızın omurgayı uzatmak olduğunu hep akılda tutmak gerek. Neden mi?
Geriye eğilme pozlarında eğilme hareketi, boyun omurlarının desteği ile bel omurları sayesinde gerçekleşiyor (Bu iki bölüm, omurganın en fazla hareket kabiliyetine sahip bölümleri). Geriye eğilen omurganın sadece bükülmeye değil, aynı zamanda uzamaya ihtiyacı var, çünkü bedenin ön kısmı kısalarak sırt bölgesinde alan açmadığında, bel çukurundaki omurlar birbirini sıkıştırabiliyor. Bu nedenle geriye eğilmelerde tıpkı dik otururken olduğu gibi dik omurga hissini hatırlayarak omurgayı uzatmak, bedenin ön kısmını kısaltarak, bel bölgesini rahatlatmak gerek.
(Ref: CoreWalking Program)
Geriye eğilme pozlarında eğilme hareketi, boyun omurlarının desteği ile bel omurları sayesinde gerçekleşiyor (Bu iki bölüm, omurganın en fazla hareket kabiliyetine sahip bölümleri). Geriye eğilen omurganın sadece bükülmeye değil, aynı zamanda uzamaya ihtiyacı var, çünkü bedenin ön kısmı kısalarak sırt bölgesinde alan açmadığında, bel çukurundaki omurlar birbirini sıkıştırabiliyor. Bu nedenle geriye eğilmelerde tıpkı dik otururken olduğu gibi dik omurga hissini hatırlayarak omurgayı uzatmak, bedenin ön kısmını kısaltarak, bel bölgesini rahatlatmak gerek.
(Ref: CoreWalking Program)
Etiketler:
backbend,
bel,
bel çukuru,
geriye eğilme,
omurga,
omurlar,
sırt,
urdhva danurasana
26 Mayıs 2014 Pazartesi
Ormanda Yoga
Enfes bir hafta sonu geçirdik çam ormanlarında. Çağın (Arslan) aşık olduğu doğaya insanları taşımayı kendine görev edinmiş harika bir insan. Kundalini yoga eğitmeni Zuhal (Özyurt) ile birlikte doğada kamp ve yogayı birleştirmek gibi sade ve güzel bir fikir üretmişler. Ben de bir an bile tereddüt etmeden katıldım onlara. Çadırlarımızı, uyku tulumlarımızı, iki gün boyunca yiyeceğimiz gıdalarımızı sırt çantalarına doldurup, evini sırtında taşıyan kaplumbağalar gibi düştük yollara. İstikamet, Bolu'da Abant yolu üzerindeki Dereceören Köyü'ydü.
3 saatlik yürüyüşün ardından (ilk yarım saati zorlu bir tırmanış olmak üzere) kamp alanına vardık. Renk renk çadırlarımızı kurup ateş yaktık. Ardından zamanın nasıl akıp geçiverdiğini hiç anlayamadığımız iki saatlik bir yoga seansı. Önümüz, arkamız, sağımız, solumuz yeşil; üstümüz masmavi gökyüzü! Ateşte pişen çaylar, yemekler ve şehirde yaşamanın yan etkisi olarak kaçırdığımız parlak yıldızlar... Bu kamp dolayısıyla tanışan ve yoga & doğa aşkıyla hızla yakınlaşan küçük bir grup olarak çok iyi zaman geçirdik.
Doğa her zamanki cömertliğiyle kucakladı bizi. Azla yetinmeyi, sabretmeyi, paylaşmayı öğretti. En çok da çöplerimizi yeniden şehre taşırken hissettim bunu. Şehirde yaşarken tüketimin etkilerini birebir hissetmiyoruz, ama orada ardımızda hiç iz bırakmamak için bir torba dolusu çöp ile alanı terk ederken ve önümüzde daha yürünecek yaklaşık 2 saatlik bir yol varken, az tüketmenin önemini hatırladım.
Pazar akşamı isle karışık çam kokusuyla eve döndüm. Dağlardan topladığım papatyalarla taze bir bitki çayımı yudumlayarak fotoğraflara baktım. Ne kadar güzel insanlar var diye umutlandım hayata dair. Neyse ki yoga var, neyse ki her an dağlara çıkamasak da bedenimizin doğaya ait değil, doğanın ta kendisi olduğunu hatırlatıyor bize ve tüm canlılarla ve doğayla olan bağımızı kuruyor yeniden dağ, yukarı bakan köpek, kobra, güvercin, deve gibi asanalar aracılığıyla...
Eylül ayında bu kampı tekrarlamak, dağlara dönmek niyetindeyiz. Katılmak, paylaşmak, parçası olmak isterseniz, lütfen bağlantı kurun!
Doğada kamp ve yoga, 24-25 Mayıs 2014 |
Dereceören Köyü, Abant, Bolu |
Zuhal Özyurt ile Kundalini Yoga |
Ateş, güneş, su... |
Doğanın kucağında yoga |
Sabahki vinyasa dersinin ardından doğada savasana |
Masmavi gökyüzünün altında |
Bu kampın daha önce yayınlanmış ilanına ulaşmak için: http://ozguntanglayyoga.blogspot.com.tr/2014/04/baharla-birlikte-dogada-kamp-ve-yoga-24.html
20 Mayıs 2014 Salı
Yeniden doğmak istiyorsan
Sevgili hocam Mey Elbi'den…
Bütün olmak istiyorsan
eksik olmana izin ver.
Doğru olmak istiyorsan
eğri olmana izin ver
Dolu olmak istiyorsan
boş olmana izin ver
Yeniden doğmak istiyorsan
Ölmene izin ver
Sana herşeyin verilmesini istiyorsan
Her şeyi bırak.
Tao Te Ching
Bütün olmak istiyorsan
eksik olmana izin ver.
Doğru olmak istiyorsan
eğri olmana izin ver
Dolu olmak istiyorsan
boş olmana izin ver
Yeniden doğmak istiyorsan
Ölmene izin ver
Sana herşeyin verilmesini istiyorsan
Her şeyi bırak.
Tao Te Ching
Etiketler:
bütün olmak,
doğru,
mey elbi,
ölüm,
Tao Te Ching,
yeniden doğmak
14 Mayıs 2014 Çarşamba
bedenin bilgeliği
Tesadüfen keşfettiğim “Top of the Lake” isimli mini dizi aslında bir polisiye olmakla birlikte etkileyici, spiritüel bir boyutu da var. Diziyi izleyeli birkaç ay oldu ama GJ isimli bir nevi “aydınlanmış” diyebileceğim karakterin hayatla ilgili sorulara verdiği çarpıcı cevaplar hala aklımda. Bedenle ilgili sözlerini yoga ile bağlantısından dolayı buraya aktarmak istiyorum, çünkü yogada hep tekrar ettiğimiz bir şeyi, bedenin bilgeliğine teslim olmayı hatırlatıyor:
“Bedenin bilgeliği benzersizdir (there is no match for the tremendous intelligence of the body)”.
İşte bu yüzden bedeni dinlemek, ondan öğrenmek önemli ve yoga bunun için harika bir araç.
“Bedenin bilgeliği benzersizdir (there is no match for the tremendous intelligence of the body)”.
İşte bu yüzden bedeni dinlemek, ondan öğrenmek önemli ve yoga bunun için harika bir araç.
13 Mayıs 2014 Salı
iyengar'a göre yoganın amacı
Iyengar bir röportajda yoganın amacı nedir sorusuna “bedenin ve zihnin ızdıraplarından kurtularak özgürleşmektir ve zaten cennet budur. İşte o zaman kendine ve başkalarına zarar vermezsin” diyor.
Youtube’a erişiminiz varsa izleyebileceğiniz bu röportaj “Enlighten Up” isimli yoga ile ilgili bir belgeselden alınmış… Bu belgeseli birkaç yıl önce sevgili Ürün ve Ken’in YogaŞala’da gerçekleştirdikleri bir etkinlik sayesinde izlemiştim. Film en bilinen yoga uzmanlarıyla yapılan çeşitli röportajlara yer veriyor, bulabilirseniz öneririm.
http://www.youtube.com/watch?v=UCjEyjXO_Xw
Youtube’a erişiminiz varsa izleyebileceğiniz bu röportaj “Enlighten Up” isimli yoga ile ilgili bir belgeselden alınmış… Bu belgeseli birkaç yıl önce sevgili Ürün ve Ken’in YogaŞala’da gerçekleştirdikleri bir etkinlik sayesinde izlemiştim. Film en bilinen yoga uzmanlarıyla yapılan çeşitli röportajlara yer veriyor, bulabilirseniz öneririm.
http://www.youtube.com/watch?v=UCjEyjXO_Xw
Etiketler:
belgesel,
iyengar,
yoganın amacı,
yogaşala,
youtube
10 Mayıs 2014 Cumartesi
özgür bir hafta sonu
"Hareket etmeyen zincirlerini fark edemez. (Those who do not move, do not notice their chains.) " - Rosa Luxemburg
Hareket ederek zincirlerinizden özgürleştiğiniz rahat bir hafta sonu olsun! İçinde biraz da yoga olsun :)
Hareket ederek zincirlerinizden özgürleştiğiniz rahat bir hafta sonu olsun! İçinde biraz da yoga olsun :)
Etiketler:
hafta sonu,
hareket,
özgürlük,
Rosa Luxemburg,
zincir
9 Mayıs 2014 Cuma
zihni pozitife çeviren nefes tekniği
Yiannis'ten (Yiannis Andritsos) öğrendiğim bir nefes tekniğini burada paylaşmak istiyorum. Bu çalışma 10 dakika süreyle yapıldığında zihindeki düşünceleri tamamen pozitife çeviriyormuş, o nedenle önemli bir buluşma, etkinlik ya da iş görüşmesi öncesinde kullanabilirsiniz.
Öncelikle tüm nefes çalışmalarında olduğu gibi omurga dik bir şekilde oturuyoruz. Sol el sol bacağın üzerine yerleşiyor. Sağ elin baş parmağı ve yüzük parmağını burun deliklerini kapatmak için kullanıyoruz. Burada belirtmek isterim ki, bu çalışmayı burun deliklerini sırayla kapattığımız NODI SHODANA ile karıştırmamak gerek. Bu nefes tekniğinde sürekli sağ burun deliğini aktif olarak kullanacağız.
Dik bir oturuşu bulduktan sonra solu kapatarak sağ burun deliğinden 8 sayıda nefes al, iki burun deliğini de kapatarak 6 sayı nefesi tut ve 8 sayıda tekrar sağ burun deliğinden boşalt. Bu şekilde, yani solu hep kapalı tutarak ve hep sağdan alıp sağdan vererek 10 dakika süreyle bu çalışmayı uyguluyoruz. Yoga seansı öncesinde ya da önemli bir günün sabahında deneyerek etkilerini deneyimleyebilirsiniz. Daha kısa süre ile başlayarak 10 dakikaya çıkarmak da mümkün. Tüm çalışmalarında olduğu gibi lütfen sınırlarınıza saygı duyun ve bedenin bilgeliğine kulak verin.
Öncelikle tüm nefes çalışmalarında olduğu gibi omurga dik bir şekilde oturuyoruz. Sol el sol bacağın üzerine yerleşiyor. Sağ elin baş parmağı ve yüzük parmağını burun deliklerini kapatmak için kullanıyoruz. Burada belirtmek isterim ki, bu çalışmayı burun deliklerini sırayla kapattığımız NODI SHODANA ile karıştırmamak gerek. Bu nefes tekniğinde sürekli sağ burun deliğini aktif olarak kullanacağız.
Dik bir oturuşu bulduktan sonra solu kapatarak sağ burun deliğinden 8 sayıda nefes al, iki burun deliğini de kapatarak 6 sayı nefesi tut ve 8 sayıda tekrar sağ burun deliğinden boşalt. Bu şekilde, yani solu hep kapalı tutarak ve hep sağdan alıp sağdan vererek 10 dakika süreyle bu çalışmayı uyguluyoruz. Yoga seansı öncesinde ya da önemli bir günün sabahında deneyerek etkilerini deneyimleyebilirsiniz. Daha kısa süre ile başlayarak 10 dakikaya çıkarmak da mümkün. Tüm çalışmalarında olduğu gibi lütfen sınırlarınıza saygı duyun ve bedenin bilgeliğine kulak verin.
neden yoga?
Neden yoga yaptığımın cevabı her gün değişebilir. Bugün bu soruya cevabım şöyle bir şey:
Yoga tatil sabahlarının dinginliğini taşıyor bedenime. İçimden kuşlar havalanıyor, öylesi bir hafiflik... Nefesimde Akdeniz rüzgarının yumuşaklığını, çam ormanlarının kokusunu hissediyorum; iklimin tenimi yumuşatması gibi...
Bir çilek, bir ağaç ya da bir elma nasıl var oluştan gelen bir güzelliğe sahipse ve başka hiçbir şeye dönüşmesi gerekmiyorsa, onu görüyorum kendimde. Gerçek güzelliğimi; hiçbir şeye dönüşmesi gerekmeyeni, olduğu haliyle en mükemmel olanı...
Nefesin aydınlattıığı bir ışıkla bakıyorum kendime ve her hücremi seviyorum: Parmaklarımı, kollarımı seviyorum; hem de beni tanımlamadığını bilerek; ruha sahip bir beden değil, bedene sahip bir ruh olarak. Özümde bir sazın, bir çimenin yeşilinde gizli hayatın özü var. Bu engin hayat bilgisi zihnimin sınırlarını aşıyor. Bedenin bilgeliğine teslim olmak böyle bir şey işte. Bir çiçek biliyorsa ne zaman açacağını, bir bebek biliyorsa ne zaman doğacağını, bedenim de kelimelere ihtiyaç duymadan biliyor hayatın özünde saklı olanı.
Yoga tatil sabahlarının dinginliğini taşıyor bedenime. İçimden kuşlar havalanıyor, öylesi bir hafiflik... Nefesimde Akdeniz rüzgarının yumuşaklığını, çam ormanlarının kokusunu hissediyorum; iklimin tenimi yumuşatması gibi...
Bir çilek, bir ağaç ya da bir elma nasıl var oluştan gelen bir güzelliğe sahipse ve başka hiçbir şeye dönüşmesi gerekmiyorsa, onu görüyorum kendimde. Gerçek güzelliğimi; hiçbir şeye dönüşmesi gerekmeyeni, olduğu haliyle en mükemmel olanı...
Nefesin aydınlattıığı bir ışıkla bakıyorum kendime ve her hücremi seviyorum: Parmaklarımı, kollarımı seviyorum; hem de beni tanımlamadığını bilerek; ruha sahip bir beden değil, bedene sahip bir ruh olarak. Özümde bir sazın, bir çimenin yeşilinde gizli hayatın özü var. Bu engin hayat bilgisi zihnimin sınırlarını aşıyor. Bedenin bilgeliğine teslim olmak böyle bir şey işte. Bir çiçek biliyorsa ne zaman açacağını, bir bebek biliyorsa ne zaman doğacağını, bedenim de kelimelere ihtiyaç duymadan biliyor hayatın özünde saklı olanı.
5 Mayıs 2014 Pazartesi
Yiannis'le Ruha Dokunmak
Biraz önce Yiannis Andritsos’un YogaŞala Maslak
şubesi’ndeki çalışmasından çıktım. Bu akış sonrası aklımda uçuşan
sözlerden kimi buraya yansıyacak, bazıları ise korkarım sadece bana kalacak.
Nasıl bittiğini anlamadığım o iki saatin bir yerinde Yiannis
“Sometimes mind doesn’t want anything, but we are spirits (Bazen zihin hiçbir
şey yapmak istemez, ama biz ruhuz)” dedi.
Gerçekten de kimi zaman yoga yapmak ya da hareket etmek çok
zor geliyor. Hatta itiraf etmem gerekir ki, Yiannis’in bugünkü çalışmasına katılmak
için son ana kadar kararsız kaldım ve kendimi biraz itmem gerekti. Zihnim 2
saatlik derin bir çalışmaya katılmamak için her türlü mazereti özenle sunuyordu
önüme: Yol yorgunusun, daha yeni ders verdin, Yiannis daha buralarda, başka gün
gidersin, hem zaten açsın…
Neyse ki zihnimi dinlememeyi başardım. Eminim sizin de farklı mazeretleriniz vardır
ve umarım siz de onlara kulak asmaz ve Yiannis’le tanışma ve çalışma fırsatını
yakalarsınız. Çünkü sadece stüdyoda yaratığı o atmosfer bile son derece ilham
verici. Kendisi de öyle; acelesizlik, varlığın özünden gelen güven ve pürüzsüz
neşe. Seçtiği kelimelerdeki, ses tonundaki samimiyet, yumuşaklık… Onunla tüm
asanaların birer araca dönüştüğünü hissettim ve Savasana’da her zaman
gittiğimden daha derin bir yerlere gittim, tarifi zor bir gevşeme ve
rahatlık...
Savasana’da hareketsizce yatarken Yiannis “ruhun yogaya
ihtiyacı yok, gelişmeye, öğrenmeye, başka bir şey olmaya ihtiyacı olmadığı
gibi” diyordu.
İyi ki bu çalışmaya katılmışım, çünkü Yiannis akışlarıyla
kaygıların olmadığı bir yere götürüyor. Stüdyodan çıktığımda hafif çiseleyen
yağmurla yaşamın içinde süzülür gibi yürüyordum, bu deneyimden ağzımda kalan
tadı nasıl kelimelere dökeceğimi düşünerek…
Yani diyeceğim o ki, canınız istemese de yoga yapın, çünkü
ruhun hiçbir şeye ihtiyacı yok ama bizim “ruh”larımızın varlığını hatırlamaya
ihtiyacımız var. Beden tutkusuyla bunu unutsak da bizler ruhu olan bedenler
değil, bedeni olan ruhlarız…
Yiannis’in programıyla ilgili daha detaylı bilgi için:
Etiketler:
asana,
dharma yoga,
hareket,
maslak,
program,
ruh,
samimiyet,
savasana,
stüdyo,
yiannis andritsos,
yogaşala,
yumuşaklık
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)