29 Aralık 2014 Pazartesi

Şifacı Patrick San Francesco İstanbul'da


Şifacı Patrick San Francesco, 2015'in ilk Dolunay'ında, yılın ilk meditasyonunu, ilk kez İstanbul'dan gerçekleştirecek. Dünya çapında yayınlanacak olan meditasyonun ardından soruları yanıtlayacak olan San Francesco, 22.00-23.15 saatleri arasında isteyenlere şifa verecek. 

Şifa almaya bizzat gelemeyen yakınlarınızın fotoğraflarını beraberinizde getirip, şifa taleplerini San Franecsco'ya iletebilirsiniz.

*Meditasyon esnasında çeviri yapılmayacaktır. San Francesco'dan şifa almak isteyenlere çeviri desteği sağlanacaktır.

Tüm detaylar için etkinliğin facebook sayfasına tıklayın

---------
Patrick San Francesco will be guiding a meditation for the first Full Moon of the year for the first time from İstanbul that will be broadcasted worldwide.

After the full moon meditation questions will be answered by San Francesco. 

And between 22.00-23.15 there will be an Open Healing Session. 



25 Aralık 2014 Perşembe

Yeni yılı karşılarken özgür ve hafif hissedin

Dün, 2014’ün son seansında Deepak Chopra ve Oprah Winfrey’in affetmekle ilgili bir meditasyonundan bana ilham veren cümlelerini paylaşmıştım. Yeni bir yıla hafifleyerek girmek ve yüklerimizden kurtulmak bizim elimizde. Dün stüdyoda olamayanlar için buradan da yazmak istiyorum ve yeni yılın özgür ve mutlu geçmesini diliyorum. 

Affetmenin en güçlü tanımlarından biri, ‘geçmiş başka türlü olmalıydı’ tutumunu bir yana bırakmak ve olanı kabul etmektir. Geçmişin gitmesine izin vermek, hem hayatınızı hem de ilişkilerinizi özgürleştirir, çünkü akışa izin vermek bir seçimdir. Acılara tutunmak yerine özgürleşmeyi seçebilirsiniz. Affetmek, özgürlüğe uzanan bir yoldur.

Bağışlamak, taşıdığınız duygusal yükün aslında yüksek benliğin değil, egonun algısıyla şekillendiğini fark etmekle başlar. Ego her zaman adaletin ve intikamın peşindedir; oysaki yüksek benlik bilir ki, evren her tür eylemi yeniden dengeleyecek şekilde uygun zamanı ve uygun yeri bekler. Affetmeye karar verdiğimiz zaman, egonun sınırlı bakış açısından kurtularak, evrenin işlemesine alan açarız. Affetmek bedeni, zihni ve ruhu özgürleştirerek şifa ve sevgiyi seçen cesaret dolu bir adımdır. Acı veren deneyimlere tutunmak, geçmişe takılı kalmaktır. 

Her anı sevgiyle doldurmayı seçin. Sevgi, anda olmaktır. Affetmek, sevme ve sevilme kapasitenizi artırmaktır. Bu süreç bizi gerçek doğamıza yaklaştırır ve ruhsal açıdan gelişmemize yardımcı olur. Geçmişte bağlı duyguları özgür bıraktığımız her seferinde, hayatımıza huzuru davet ederiz. İnsanlar, durumlar, şartlar.. Her şey olması gereken yeri bulur ve o zaman hayat zengin ve değerli bir maceraya dönüşür.

18 Aralık 2014 Perşembe

bedenin derinliklerinde yatan içgörü ve bilinç


The Mirror of Yoga, Richard Freeman
"‘Güneş (ha)’ ve ‘Ay (tha)’ anlamına gelen Hatha, sinir sistemindeki zıtlıkları bir araya getirerek bedenin özünü gözleme açan her tür yoga pratiğini tanımlamak için kullanılabilir. Hatha yoganın değişmez bileşenlerinden biri, bedeni bükerek, kıvırarak, esneterek onun inceliklerini keşfettiğimiz yoga duruş uygulamaları olan ‘asana’lardır. Diğer bir bileşen ise nefesi esneterek, açarak, rafine ederek yakından gözlemlediğimiz pranayama’dır. Hatha yoganın bu fiziksel uygulamalarıyla ekmek yaparken hamuru yoğururcasına beden üzerinde çalışırız, böylece o bilinçsiz et ve kemikten yığınından hayati ve hayat dolu bir şeye dönüşmeye başlar. Bu çalışma aracılığıyla hem bedenin hem de zihnin uyanmaya başladığını gözlemleriz, birbirleriyle bütünleşmeye ve gündelik hayat deneyimimizin parçası olmaya başlarlar. Pratik yapmaya devam ettikçe, vücudun derinliklerinde yatan içgörü ve bilincin özünü ayıklayabileceğimizi yavaş yavaş anlamaya başlarız." 

The Mirror of Yoga, Richard Freeman
-----

“Hatha means “sun (ha)” and “moon(tha)” and it can be used to describe any yoga practice that unites opposite patterns within the nervous system in order to open up the core of the body for our observation. A central component of hatha yoga is asana, the practice of yoga postures, in which we work the body; we turn it, twist it, stretch it, and explore its subtleties. Another component is pranayama, in which we stretch, unfold, refine and closely observe the breathing. Within these physical practices of hatha yoga we work the body like we knead dough when making bread, so that it becomes transformed from an amorphous lump of unconscious flesh and bones into something that is vital and full of life. Through this work we find that both the body and the mind begin to wake up; they begin to unite with each other and with our everyday experience of life. As we continue to practice, we gradually begin to find that we can extract from the body all the juice of insight and consciousness that lies within it.” 

The Mirror of Yoga, Richard Freeman

17 Aralık 2014 Çarşamba

adidas ile koşu ve yoga


Bu cumartesi günü benimle koşar mısınız? adidas Running sezonun son koşusunu sadece kadınlar için düzenliyor ve sonra hep birlikte kısa bir yoga seansı yapacağız, ardından kahvaltı... Buluşma noktamız Nişantaşı aşşk kahvesi; koşu mesafesi 3 km olacak. Haydi siz de gelin!

aşşk kahve nerede derseniz, hemen işaret edelim: burada

ve bu da adidas running facebook sayfası





Diğer detaylar şu şekilde: 

Saat:09:00’da aşşk kahve Nişantaşı'nda buluşuyoruz. Herkese pembe kadın tişörtü dağıtılacak.

Saat:09:30’da Maçka Parkı’nda 3k koşuluyor arkasından nefes çalışması ve esneme hareketleri ile 15 dakikalık yoga çalışması yapılıyor.

Saat 10:00’da Aşşk kahve’ye geri dönülüyor, kahvaltı ediliyor. 

#boostistanbul, #adidasparkrun

16 Aralık 2014 Salı

bisiklet ve yoga

İki büyük aşkım bir arada: bisiklet ve yoga! 


Birkaç hafta önce tanıştığım Pınar Pinzuti'nin Bisiklet Gezgini'ndeki konuşması, bana yollara düşmek konusunda büyük bir ilham kaynağı olmuştu. Bugün BisikletYoga'yı anlatan bir yazı paylaşmış o güzel kalemiyle... Paylaşmadan edemedim. 

Yoga eğitmenliğinin ilk adımını attığını haber veriyor. Yolu açık olsun, özgürlük tutkusu ve samimiyetiyle nice ruhlara ışık tutacağına eminim... 


Yazıya ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz

10 Aralık 2014 Çarşamba

Engellerimiz aslında bizim öğretmenlerimiz mi?


'GİTTİĞİN YOLDA ENGELLER YOKSA, BİL Kİ YANLIŞ YOLDASIN!' 

Doğa Okulu, Aralık 2014, Seferihisar, Eski Orhalı Köyü

Geçtiğimiz hafta sonunu Doğa Okulu'nda geçirdim. Oradaki köye yerleşen doğa tutkunlarının, doğanın kendisiyle ve tüm diğer insanlarla kurduğu mütevazi ilişkilerden çok etkilendim. Sadece yazılı değil, sözlü kültürü de korumanın peşindeler. Sohbet sırasında Güven Eken, köyün çobanı ile yürürken çobanın ağzından dökülen bir cümleyi aktardı “Gittiğin yolda engeller yoksa, bil ki yanlış yoldasın.” 

Doğa Okulu - Seferihisar, Eski Orhalı Köyü, Aralık 2014

Bu bana Patanjali’nin 8 basamaklı yoga yolundaki üçüncü niyama olan TAPAS’I hatırlatıyor; yani önümüze çıkan zorlukları büyümek için potansiyel bir alan olarak görmek. Yogiler hayattaki zorluklar sayesinde çeşitli bağımlılıklarımızdan (bu olumsuz bir düşünce kalıbı da olabilir) kurtulabileceğimizi, çünkü o deneyimi acı verici kılan şeyin aslında bizim yaklaşımımız ya da algımız olduğunu söylüyor. Çünkü aslında bize acı veren ya da hayatımızda "zorluk" olarak nitelendirdiğimiz şeyler, durumun kendisinden değil, kendi ezber düşünce modellerimizle yönelttiğimiz bakış açımızdan kaynaklanıyor. Bunu anlamaya başladığımızda, daha doğrusu fark etmeye başladığımızda bu anlar bizi büyümeye ve olgunlaştırmaya taşıyan deneyimlere dönüşüyor... Tabii ki izin verebilirsek. 

Her asana, bunu deneyimlemek için müthiş bir alan açıyor bizlere. Bugün ‘asana’ların arasında nefesimizle akarken bunu araştırıyor olacağız. Karşıma çıkan zorluklarla büyüyebilir miyim? Akşama görüşmek üzere!
Zeytinyağı Yamaklık Okulu II, 5-7 Aralık 2014



Zeytinyağı Yamaklık Okulu II, 5-7 Aralık 2014

Doğa Okulu, işte o yukarıda görünen beyaz bina. Bir zamanlar Eski Orhanlı Köyü'nün ilkokul binasıymış....



9 Aralık 2014 Salı

meditasyon, beyin fizyolojisini değiştiriyor

Harvard Üniversitesi ve Sienna Üniversitesi'nden bilim adamları yakın zamanda yaptıkları araştırmalar sonucunda meditasyonun anksiyete ve depresyonda azalma gibi olumlu değişikliklere neden olabilecek şekilde kişinin beyin fizyolojisini değiştirebilecek kadar güçlü olduğunu ortaya koymuş. Gündelik hayat koşuşturmacası içinde zor olabiliyor, biliyorum. Ben de kimi zaman meditasyon için hayatımda alan açmakta zorlanıyorum ama kendimle başbaşa kaldığımda, her zaman buna değiyor. Tam metni güvenilir kaynaklardan okuyabilirsiniz: http://www.huffingtonpost.com/2014/11/11/meditation-reduces-stress-harvard-study_n_6109404.html 

8 Aralık 2014 Pazartesi

Spiritüel Sohbetler

Dr. Wayne W Dyer'ın HAY HOUSE RADIO'da Deepak Chopra ile spiritüellik üzerine gerçekleştireceği canlı sohbeti yakalamak isterseniz, hemen şu adrese gidin: http://www.hayhouseradio.com Yaklaşık 40 dakika içinde başlıyor! 

4 Aralık 2014 Perşembe

Bırak anlar seni yakalasın

Boyhood filminde şöyle bir cümle geçiyor: "Hep 'anı yakala' derler ya? Bilemiyorum, ben tam tersini düşünüyorum. Bu anlar bizi yakalıyor." 

Bence güzel bir algılama şekli. Anın seni yakalamasına izin verebilir misin? Hep şimdideymiş gibi...

1 Aralık 2014 Pazartesi

Zeytinyağı Yamaklık Okulu II 5 - 7Aralık‏

Bu hafta sonu uzun olacak, 3 günlüğüne Seferihisar'daki Doğa Okulu'na gidiyorum. Yolculuğun her hali güzel, hele ki adımlar doğaya doğru ise... Matım ve uyku tulumum da benimle olacak, mütevazi bir yolculuk bu, doğadan öğrenmeye gidiyorum. Ayvalık'ta geçen uzun yazların tatlı bir yan etkisi olarak aşığı olduğum zeytin ağaçlarıyla kucaklaşacağım, onları dinleyecek, zeytin tanelerinin serüvenine tanıklık edeceğim.  Doğa Okulu'ndan Raziye İçtepe, o kadar güzel bir mail ile önden karşıladı ki bizi, belki gelecekte size de ilham verir, siz de bir çalışmaya katılırsınız oralarda diye düşünerek blogumda yayınlamak için izin istedim kendisinden. Evet, metin şöyle: 


Binlerce yıllık masallarda, hikayelerde hep onun adı geçer. Efsaneleri anlatılırken hep ölmezağacı diye anılır, çünkü ne zaman ölüm yaklaşsa hemen dibinden bahar kokulu bir sürgün verir ve hayat kaldığı yerden devam eder. Zamana inat zamansızlığın kanıtı; zeytin ağacı. Yüzyılları kabuğunda saklayan zeytin ağacı, meyvesiyle canlıları beslemiş, yağıyla karanlığı aydınlatmış, şifasıyla Anadolu mutfağının vazgeçilmezi olmuş. Bilgeliğin, barışın, sağlığın ve yeniden doğuşun simgesi; zeytin ağacı.

Yoğun başvurular nedeniyle Zeytinyağı Yamaklık Okulu’nun ikincisini düzenliyoruz. Katılımcılarımızla ilk gün Orhanlı Kocaköy’de bulunan Doğa Okulu araştırma binasında buluşacağız. Daha sonra Urla’da bulunan 2600 yaşındaki tarihi Klazomenai yağhanesini ziyaret edeceğiz. Zeytinyağının kadim döngüsüne 2600 yaşında olduğu bilinen ve en eski zeytinyağı işliği olarak tanımlanan Klazomenai’de şahit olacağız. O dönemlerde insanların zeytinyağını nasıl elde ettiğini gözlemleyeceğiz. Akşam üzeri Doğa Okulu’na geri döneceğiz. Akşam yemeğimizi yerken tarih boyunca zeytin ve zeytinliklerin önemi üzerine sohbet edeceğiz.

Kursumuzun ikinci günü, sabah kahvaltısını yaptıktan sonra köydeki geleneksel bir zeytinliğe gideceğiz. Zeytinlikte hasadın nasıl yapıldığını görüp biz de işin bir ucundan tutacağız. Zeytin hasadımız akşama kadar devam edecek. Zeytin ağacının dibi nasıl açılır, ağaca zarar vermeden zeytin nasıl toplanır gibi konuları kökleri yüzyıllardır bu coğrafyada olan köylülerimiz anlatacak. Akşam yemeğini yerken gün içinde yaşadıklarımızı tartışacağız.

Kursumuzun üçüncü günü ise hasat edilen zeytinin, taşbaskı zeytinyağı fabrikasında yağ haline gelişini izleyeceğiz. Taşbaskının önemini ve geçmişini konuşacağız. Fabrikadaki çalışmamızdan sonra, zeytinliklerin doğa ve insan için önemi hakkında sohbet edeceğiz. Zeytinliklerin azalmasıyla ortaya çıkabilecek sorunlar üzerinde konuşacağız. Kurs boyunca yaşadığımız deneyimlerden yola çıkarak genel bir değerlendirme yaptıktan sonra vedalaşacağız.


Değişimin Ustaları


Masis Aram Gözbek, Boğaziçi Caz Korosu
Aysun Sökmen, 8BİN100
Itır Erhart, Adım Adım
Geçtiğimiz Cuma günü “BRAND IS YOU 2014, Değişimin Ustaları” konferansındaydım. Marka ve yoga pek de uyumlu iki kelime gibi görünmüyor diyebilirsiniz. Birincisi şu evrende birbiriyle temas halinde olmayan hiçbir şey yok, her şey bir başka hikayenin parçası ama nedense genellikle her şeyi izole etmek konusunda ustayız. İkincisi öyle konuşmalar dinledim ki, bir yoga seansından çıkmışçasına kalbim açıldı, içim derin bir sevgiyle doldu ve dünyaya ve diğer insanlara değer katmak için yapılabilecek ne çok şey, atılabilecek ne çok adım var diye düşündüm ve bunları paylaşmak boynumun borcu oldu. Ve son olarak da hatırlatmak istedim ki bizler bu gezegeni paylaşıyoruz, yeryüzüne ve diğerlerine karşı sorumluluklarımız var ve bence yoga yapmak bu sorumluluğu bilmektir. Bu nedenle benim için en çarpıcı olan ve neden yoga yaptığımızla çok da ilgili olan birkaç konuşmanın bendeki izlerini paylaşmak isterim.

Şahika Ercümen ile başlayalım. Şahika, çocukken astım hastası olduğunu ve dışarıdaki hayattan ve neredeyse nefesinden uzak geçen yıllardan Dünya Serbest Dalış Rekortmenliği’ne uzanan hikayesini anlattı. “Benim için hayat ilk nefesimi aldığımda değil, ilk nefesimi tuttuğum zaman başladı” derken nefesin değerini anlamaktan ve aldığı her nefesi onurlandırmaktan söz etti. Hatırlanası bir cümle değil mi? 

Sonra, her hafta taze çiğ sütüyle bizleri besleyen Aysun Sökmen samimi bir sunum yaptı. Kırsala göçerek inekleriyle bir çiftlik yaşamını seçen ve böylece her hafta evimize pastorize olmamış, GDO’suz taze çiğ  süt ulaştıran bu harika kadın, 8bin100 projesi (bu projeyi onun izniyle daha sonra blogumda ayrı bir sayfa olarak yayınlayacağım) ile gelecek nesillere nasıl bir dünya bırakmak istediğini anlattı ve toprağın yorgunluğunu, tükenmişliğini ve yeryüzünü dinlemezsek belki de 10 yıl sonraki bir marka konferansında oksijen maskesi tasarımlarını tartışacağımızı hatırlattı. Kırsalda yaşamak isteyenlere ya da en azından bunu denemek isteyenlere bir daveti var...  

Benim en çok etkilendiğim sunumlardan biri de Duygu Kayaman’ın ‘Hayal Ortağım Projesi’ydi. Çocukken görme yetisini kaybeden ve o günden sonra hep kendi gerçeğini kabul ederek ilerleyen bu genç kadın, görme engellilerin, bazı servislere ücretsiz ulaşabilmesini sağladığı hayal ortağım projesi ile dünya çapında bir ödüle layık görülmüş. Egosu küçük, kalbi büyük biri ve zaten konuşmasını da şu şekilde özetleyebileceğim vurucu bir paragrafla bitirdi: Benciller kendi küçük dünyalarında yalnızdır ama birlikte hayal kurabilen insanlar dünyayı değiştirebilir. 

Itır Erhart’ın sunumda Nelson Mandela’dan alıntı yaptığı gibi “Başkaları için bir şeyler yapmazsam, kendime zarar vermiş olurum.”

28 Kasım Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi’nin o enfes kampüsünde, ‘Brand is You 2014 Değişimin Ustaları’ konferansında çok şey öğrendim, bu kısa yazı ile aldığım ışığın bir kısmını paylaşabildiysem ne mutlu!  

25 Kasım 2014 Salı

Yoga Canlı Yayında

Geçtiğimiz hafta Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Tv Sinema Bölümü “Canlı Yayın Uygulamaları” dersi için okula davet edildim ve stüdyoda kısa bir yoga uygulaması yaptık. Bu fikri ortaya atan ve gerçekleşmesi için evdeki tüm perdeleri  ve Tibet’ten aldığım Thangka’mı stüdyoya taşıyarak bir yoga stüdyosu atmosferi yaratan Murat Aluçlu’ya, yayında emeği geçen tüm öğrencilere, arkamda bana eşlik eden sevgili katılımcılara ve dersi veren Ahmet Ilgaz’a çok teşekkürler. Onlar sayesinde  kamera önünde ders yaparak ben de bir ilke imza atmış oldum ve ilk’ler güzeldir!






19 Kasım 2014 Çarşamba

Yerçekimi ve Yoga

Yıldızlararası (Interstellar)'nı izlediniz mi? İnsanoğlu için yeni yaşam alanlarının araştırıldığı bu film beni gezegenimizin güzelliği ve yerçekiminin değeri üzerine düşünmeye itti. Yerçekimi, yoga açısından da çok önemli bir kavram. Köklenmeden nasıl uzayabiliriz ki ve her pozda aslında üzerinde çalıştığımız yerçekimi ile ilişkimiz değil mi? Bugünkü vinyasa seansında bedenlerimiz ve nefeslerimizle bunları araştırıyor olacağız. Muladhara Chakra’ya değinmeden de geçmeyeceğiz tabii…. Akşam görüşmek üzere!

27 Ekim 2014 Pazartesi

yeni bir hafta


"Kendinizi düşünen'in altındaki Var'lık, zihinsel gürültünün altındaki sessizlik, acının altındaki sevgi ve sevinç olarak tanıyıp bilmek özgürlüktür, kurtuluştur, aydınlanmadır." Şimdi'nin Gücü. Eckhart Tolle, Kalıplarınızın dışına çıktığınız, aydınlık bir hafta olsun!

20 Ekim 2014 Pazartesi

kurşun askerler matta

Yogasever bir girişimci olan Dan Abramson, kurşun askerlerin yoga pozları yapan çeşitli versiyonlarını üretmiş. Bu minik yeşil ordu savaşçıdan kobraya, aşağı bakan köpekten baş duruşuna kadar pek çok asanayı sergiliyor. Biri onları yalınayak olmaya davet etmeli! 

 



















kaynak: http://www.thisiscolossal.com/2014/10/yoga-joes-plastic-army-guys-practicing-yoga/

3 Ekim 2014 Cuma

egonun kaynağı

Echart Tolle, kendi içimizde alan yaratmaktan ve düşünceyle özdeşleşmekten kurtulmaktan bahsediyor; ancak o zaman yaşadığımız problemlerin dünya tarafından değil, kendi zihnimiz tarafından yaratıldığını görebileceğimizi söylüyor. Çünkü özgürlüğe giden yol buradan geçiyor. Yaklaşık 10 dakikalık Türkçe altyazılı bu videoyu çok seviyorum, bayram hediyesi olarak hepinizle paylaşmak istedim:  

İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

24 Eylül 2014 Çarşamba

Peru'dan Gelenlerin Anlatacakları Var

Şamanlar, seremoniler, Peru'da yaşam, şifa bulma konularıyla ilgileniyorsanız, önümüzdeki hafta Salı akşamı Peru'dan gelen Doruk ve Meredith YogaŞala Etiler'in konuğu olacaklar, bilginiz olsun. Herkese açık ve ücretsiz olan bu sohbeti ve değişik yaşam hikayelerini dinlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Sizin de bana katılmanız dileğiyle!
30 Eylul 20:00, Etiler Yogasala (http://www.yogasala.com/office/etiler)

17 Eylül 2014 Çarşamba

gerçek doğamız


"Gerçek doğamız değerli bir mücevher gibidir: Kimi zaman üstü geçici olarak çamurla örtülse de bundan etkilenmez ve daima parlaklığını korur. Yapmamız gereken tek şey onu yeniden ortaya çıkarmaktır." Pema Chödrön

15 Eylül 2014 Pazartesi

Burgazada'da Yoga

Dün Burgazada’da gerçekleştirdiğimiz etkinliğin fotoğraflarını paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Bu etkinlik ile UNİCEF Türkiye Milli Komitesi’nin başlattığı Soma faciasinda ailelerini kaybeden işçi çocuklarına yönelik, OKUL ÖNCESİ EĞİTİM İÇİN DESTEK Kampanyası’na aktarılmak üzere bağış topladık.

Herkesin bu çalışmalardan farklı deneyimlerle döndüğüne ve birlikte doğada olmanın yeni farkındalıklar yarattığına neredeyse eminim. Günün sonunda herkes mutlu görünüyordu, ne de olsa birlikte olmak güzel. Yeni fikirlerimiz ve projelerimizle yola devam edeceğiz...  











9 Eylül 2014 Salı

Beden dağındaki gizli mücevheri ara


Bir can var canında, o canı ara
Beden dağındaki gizli mücevheri ara
Ey yürüyüp giden dost
Bütün gücünle ara
Aradığını dışında değil, kendi içinde ara

MEVLANA 

8 Eylül 2014 Pazartesi

Akdeniz manzaralı yoga inzivası

Ürün (Kurtiç)’le mavi bir yoga tatili yaptık geçtiğimiz hafta. Yediburunlar Lighthouse, Akdeniz manzaralı yoga stüdyosu ve sessiz dağlarıyla bizi ağırladı. Bu beş günlük süreçte neler oldu derseniz, her sabah yaptığımız Mysore dersleriyle Ashtanga aşkım tazelendi, Krisnamacharya’nın Ramaswami’ye öğrettiği Vinyasa Krama serilerini ve arkasındaki genel mantığı çalıştık ve çok lezzetli vejetaryen yemeklerle beslendik. 

Ürün, geçtiğimiz sene İngiltere’de Ramaswami ile çalışma olanağı bulmuş, sağolsun edindiği tüm bilgileri ve deneyimleri hepimizle cömertçe paylaştı. Ramaswami, yoga dehası Krisnamacharya -kendi ailesini saymazsak- ile en uzun süre çalışan öğrenci. Krisnamacharya olmasaydı, muhtemelen ‘yoga’ kelimesini bile hiçbirimiz duymamış olacaktık. İster dinamik ashtanga serileri, ister klasik asana pratiği... Bugün uyguladığımız tüm çalışmalar onun engin bilgisinden kaynağını alıyor. Onun için bu kadar birinci elden ulaşılan bilgiler çok değerli. İlham verici ve öğretici günlerdi. Orijinal Vinyasa Krama serilerini merak ediyorsanız, Ürün yakında YogaŞala’da böyle bir ders açıyor, bilginize...


En küçük Yogi Rana, hem teorik hem de pratik tüm derslerde bizimleydi

 





Yediburunlar Lighthouse yoga stüdyosu














Yediburunlar Lighthouse

Ürün Kurtiç Eşliğinde Yoga ile Yenilenme Kampı, 3-7 eylül