28 Mayıs 2014 Çarşamba

yogasız olmasın sabahlar

Sabah yoga yapmak bedenini uyandırır, canlandırır, yere sağlam basarak kalbini diğerlerine açmaya hazır hissetmeni sağlar. 

Bir kahve aşığı olarak, 'sabah kahve içmek yerine yoga yapın' diyemem, ama yoga sonrası içilen kahvenin tadıyla ve kokusuyla daha derinden hissedildiğini hiç tereddütsüz söyleyebilirim! 

-------------------------------------------------------------

The gift of doing yoga in the morning: You feel awakened, grounded and ready to open yourself to others... As a coffee fan, I can't recommend yoga instead of a cup of coffee, but I assure you that you will enjoy the smell and taste of your morning coffee much more deeply after practising yoga.

27 Mayıs 2014 Salı

geriye eğilirken..

Tüm geriye eğilmelerde asıl amacımızın omurgayı uzatmak olduğunu hep akılda tutmak gerek. Neden mi? 

Geriye eğilme pozlarında eğilme hareketi, boyun omurlarının desteği ile bel omurları sayesinde gerçekleşiyor (Bu iki bölüm, omurganın en fazla hareket kabiliyetine sahip bölümleri). Geriye eğilen omurganın sadece bükülmeye değil, aynı zamanda uzamaya ihtiyacı var, çünkü bedenin ön kısmı kısalarak sırt bölgesinde alan açmadığında, bel çukurundaki omurlar birbirini sıkıştırabiliyor. Bu nedenle geriye eğilmelerde tıpkı dik otururken olduğu gibi dik omurga hissini hatırlayarak omurgayı uzatmak, bedenin ön kısmını kısaltarak, bel bölgesini rahatlatmak gerek. 

(Ref: CoreWalking Program)

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Ormanda Yoga

Enfes bir hafta sonu geçirdik çam ormanlarında. Çağın (Arslan) aşık olduğu doğaya insanları taşımayı kendine görev edinmiş harika bir insan. Kundalini yoga eğitmeni Zuhal (Özyurt) ile birlikte doğada kamp ve yogayı birleştirmek gibi sade ve güzel bir fikir üretmişler. Ben de bir an bile tereddüt etmeden katıldım onlara. Çadırlarımızı, uyku tulumlarımızı, iki gün boyunca yiyeceğimiz gıdalarımızı sırt çantalarına doldurup, evini sırtında taşıyan kaplumbağalar gibi düştük yollara. İstikamet, Bolu'da Abant yolu üzerindeki Dereceören Köyü'ydü. 

3 saatlik yürüyüşün ardından (ilk yarım saati zorlu bir tırmanış olmak üzere) kamp alanına vardık. Renk renk çadırlarımızı kurup ateş yaktık. Ardından zamanın nasıl akıp geçiverdiğini hiç anlayamadığımız iki saatlik bir yoga seansı. Önümüz, arkamız, sağımız, solumuz yeşil; üstümüz masmavi gökyüzü! Ateşte pişen çaylar, yemekler ve şehirde yaşamanın yan etkisi olarak kaçırdığımız parlak yıldızlar... Bu kamp dolayısıyla tanışan ve yoga & doğa aşkıyla hızla yakınlaşan küçük bir grup olarak çok iyi zaman geçirdik. 

Doğa her zamanki cömertliğiyle kucakladı bizi. Azla yetinmeyi, sabretmeyi, paylaşmayı öğretti. En çok da çöplerimizi yeniden şehre taşırken hissettim bunu. Şehirde yaşarken tüketimin etkilerini birebir hissetmiyoruz, ama orada ardımızda hiç iz bırakmamak için bir torba dolusu çöp ile alanı terk ederken ve önümüzde daha yürünecek yaklaşık 2 saatlik bir yol varken, az tüketmenin önemini hatırladım.

Pazar akşamı isle karışık çam kokusuyla  eve döndüm. Dağlardan topladığım papatyalarla taze bir bitki çayımı yudumlayarak fotoğraflara baktım. Ne kadar güzel insanlar var diye umutlandım hayata dair. Neyse ki yoga var, neyse ki her an dağlara çıkamasak da bedenimizin doğaya ait değil, doğanın ta kendisi olduğunu hatırlatıyor bize ve tüm canlılarla ve doğayla olan bağımızı kuruyor yeniden dağ, yukarı bakan köpek, kobra, güvercin, deve gibi asanalar aracılığıyla... 

Eylül ayında bu kampı tekrarlamak, dağlara dönmek niyetindeyiz. Katılmak, paylaşmak, parçası olmak isterseniz, lütfen bağlantı kurun!




Doğada kamp ve yoga, 24-25 Mayıs 2014 


Dereceören Köyü, Abant, Bolu

Zuhal Özyurt ile Kundalini Yoga 

Ateş, güneş, su... 

Doğanın kucağında yoga

Sabahki vinyasa dersinin ardından doğada savasana



Masmavi gökyüzünün altında




Bu kampın daha önce yayınlanmış ilanına ulaşmak için: http://ozguntanglayyoga.blogspot.com.tr/2014/04/baharla-birlikte-dogada-kamp-ve-yoga-24.html

20 Mayıs 2014 Salı

Yeniden doğmak istiyorsan

Sevgili hocam Mey Elbi'den


Bütün olmak istiyorsan
eksik olmana izin ver. 
Doğru olmak istiyorsan 
eğri olmana izin ver
Dolu olmak istiyorsan
boş olmana izin ver
Yeniden doğmak istiyorsan 
Ölmene izin ver
Sana herşeyin verilmesini istiyorsan
Her şeyi bırak.


Tao Te Ching

14 Mayıs 2014 Çarşamba

bedenin bilgeliği

Tesadüfen keşfettiğim “Top of the Lake” isimli mini dizi aslında bir polisiye olmakla birlikte etkileyici, spiritüel bir boyutu da var. Diziyi izleyeli birkaç ay oldu ama GJ isimli bir nevi “aydınlanmış” diyebileceğim karakterin hayatla ilgili sorulara verdiği çarpıcı cevaplar hala aklımda. Bedenle ilgili sözlerini yoga ile bağlantısından dolayı buraya aktarmak istiyorum, çünkü yogada hep tekrar ettiğimiz bir şeyi, bedenin bilgeliğine teslim olmayı hatırlatıyor: 

“Bedenin bilgeliği benzersizdir (there is no match for the tremendous intelligence of the body)”.

İşte bu yüzden bedeni dinlemek, ondan öğrenmek önemli ve yoga bunun için harika bir araç.

13 Mayıs 2014 Salı

iyengar'a göre yoganın amacı

Iyengar bir röportajda yoganın amacı nedir sorusuna “bedenin ve zihnin ızdıraplarından kurtularak özgürleşmektir ve zaten cennet budur. İşte o zaman kendine ve başkalarına zarar vermezsin” diyor.

Youtube’a erişiminiz varsa izleyebileceğiniz bu röportaj “Enlighten Up” isimli yoga ile ilgili bir belgeselden alınmış… Bu belgeseli birkaç yıl önce sevgili Ürün ve Ken’in YogaŞala’da gerçekleştirdikleri bir etkinlik sayesinde izlemiştim. Film en bilinen yoga uzmanlarıyla yapılan çeşitli röportajlara yer veriyor, bulabilirseniz öneririm.

http://www.youtube.com/watch?v=UCjEyjXO_Xw

10 Mayıs 2014 Cumartesi

özgür bir hafta sonu

"Hareket etmeyen zincirlerini fark edemez. (Those who do not move, do not notice their chains.) " - Rosa Luxemburg 

Hareket ederek zincirlerinizden özgürleştiğiniz rahat bir hafta sonu olsun! İçinde biraz da yoga olsun :)

9 Mayıs 2014 Cuma

zihni pozitife çeviren nefes tekniği

Yiannis'ten (Yiannis Andritsos) öğrendiğim bir nefes tekniğini burada paylaşmak istiyorum. Bu çalışma 10 dakika süreyle yapıldığında zihindeki düşünceleri tamamen pozitife çeviriyormuş, o nedenle önemli bir buluşma, etkinlik ya da iş görüşmesi öncesinde kullanabilirsiniz.

Öncelikle tüm nefes çalışmalarında olduğu gibi omurga dik bir şekilde oturuyoruz. Sol el sol bacağın üzerine yerleşiyor. Sağ elin baş parmağı ve yüzük parmağını burun deliklerini kapatmak için kullanıyoruz. Burada belirtmek isterim ki, bu çalışmayı burun deliklerini sırayla kapattığımız NODI SHODANA ile karıştırmamak gerek. Bu nefes tekniğinde sürekli sağ burun deliğini aktif olarak kullanacağız. 

Dik bir oturuşu bulduktan sonra solu kapatarak sağ burun deliğinden 8 sayıda nefes al, iki burun deliğini de kapatarak 6 sayı nefesi tut ve 8 sayıda tekrar sağ burun deliğinden boşalt. Bu şekilde, yani solu hep kapalı tutarak ve hep sağdan alıp sağdan vererek 10 dakika süreyle bu çalışmayı uyguluyoruz. Yoga seansı öncesinde ya da önemli bir günün sabahında deneyerek etkilerini deneyimleyebilirsiniz. Daha kısa süre ile başlayarak 10 dakikaya çıkarmak da mümkün. Tüm çalışmalarında olduğu gibi lütfen sınırlarınıza saygı duyun ve bedenin bilgeliğine kulak verin.

neden yoga?

Neden yoga yaptığımın cevabı her gün değişebilir.  Bugün bu soruya cevabım şöyle bir şey:

Yoga tatil sabahlarının dinginliğini taşıyor bedenime. İçimden kuşlar havalanıyor, öylesi bir hafiflik... Nefesimde Akdeniz rüzgarının yumuşaklığını, çam ormanlarının kokusunu hissediyorum; iklimin tenimi yumuşatması gibi...

Bir çilek, bir ağaç ya da bir elma nasıl var oluştan gelen bir güzelliğe sahipse ve başka hiçbir şeye dönüşmesi gerekmiyorsa, onu görüyorum kendimde. Gerçek güzelliğimi; hiçbir şeye dönüşmesi gerekmeyeni, olduğu haliyle en mükemmel olanı...

Nefesin aydınlattıığı bir ışıkla bakıyorum kendime ve her hücremi seviyorum: Parmaklarımı, kollarımı seviyorum; hem de beni tanımlamadığını bilerek; ruha sahip bir beden değil, bedene sahip bir ruh olarak. Özümde bir sazın, bir çimenin yeşilinde gizli hayatın özü var. Bu engin hayat bilgisi zihnimin sınırlarını aşıyor. Bedenin bilgeliğine teslim olmak böyle bir şey işte. Bir çiçek biliyorsa ne zaman açacağını, bir bebek biliyorsa ne zaman doğacağını, bedenim de kelimelere ihtiyaç duymadan biliyor hayatın özünde saklı olanı.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Yiannis'le Ruha Dokunmak

Biraz önce Yiannis Andritsos’un YogaŞala Maslak şubesi’ndeki çalışmasından çıktım. Bu akış sonrası aklımda uçuşan sözlerden kimi buraya yansıyacak, bazıları ise korkarım sadece bana kalacak.

Nasıl bittiğini anlamadığım o iki saatin bir yerinde Yiannis “Sometimes mind doesn’t want anything, but we are spirits (Bazen zihin hiçbir şey yapmak istemez, ama biz ruhuz)” dedi.

Gerçekten de kimi zaman yoga yapmak ya da hareket etmek çok zor geliyor. Hatta itiraf etmem gerekir ki, Yiannis’in bugünkü çalışmasına katılmak için son ana kadar kararsız kaldım ve kendimi biraz itmem gerekti. Zihnim 2 saatlik derin bir çalışmaya katılmamak için her türlü mazereti özenle sunuyordu önüme: Yol yorgunusun, daha yeni ders verdin, Yiannis daha buralarda, başka gün gidersin, hem zaten açsın…

Neyse ki zihnimi dinlememeyi başardım.  Eminim sizin de farklı mazeretleriniz vardır ve umarım siz de onlara kulak asmaz ve Yiannis’le tanışma ve çalışma fırsatını yakalarsınız. Çünkü sadece stüdyoda yaratığı o atmosfer bile son derece ilham verici. Kendisi de öyle; acelesizlik, varlığın özünden gelen güven ve pürüzsüz neşe. Seçtiği kelimelerdeki, ses tonundaki samimiyet, yumuşaklık… Onunla tüm asanaların birer araca dönüştüğünü hissettim ve Savasana’da her zaman gittiğimden daha derin bir yerlere gittim, tarifi zor bir gevşeme ve rahatlık...

Savasana’da hareketsizce yatarken Yiannis “ruhun yogaya ihtiyacı yok, gelişmeye, öğrenmeye, başka bir şey olmaya ihtiyacı olmadığı gibi” diyordu.

İyi ki bu çalışmaya katılmışım, çünkü Yiannis akışlarıyla kaygıların olmadığı bir yere götürüyor. Stüdyodan çıktığımda hafif çiseleyen yağmurla yaşamın içinde süzülür gibi yürüyordum, bu deneyimden ağzımda kalan tadı nasıl kelimelere dökeceğimi düşünerek…

Yani diyeceğim o ki, canınız istemese de yoga yapın, çünkü ruhun hiçbir şeye ihtiyacı yok ama bizim “ruh”larımızın varlığını hatırlamaya ihtiyacımız var. Beden tutkusuyla bunu unutsak da bizler ruhu olan bedenler değil, bedeni olan ruhlarız…

Yiannis’in programıyla ilgili daha detaylı bilgi için: